22 Mayıs 2013 Çarşamba

Geniş Yürekli Dost

  Su, kendine sırdaş arıyordu.Önce buluta verdi sırrını.Ağır geldi sır buluta.Sağanak sağanak döktü suyun tüm sırlarını.
  Sonra göle gitti su.Ona anlattı derdini.Bu arada bulut,suyun sırrını yağmur yapıp,dolu yapıp,kar yapıp savurduğu için zaman zaman taşıyordu göl ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu.
  Bu sefer nehre verdi su sırrını.Nehir aldı suyun sırrını çekti gitti,oda dereye verdi bildiklerini.Dere biraz daha yavaş olsa da nehirden, oda götüdü suyun sırrınıbir başka bilinmeze.Çağlayanlar,şelaleler,akarsular hepsi kayboluyordu bir anda sonra bir gün takip etti su,dereyi.Dere, okyanusa ulaşınca farketti su;bütün sırlarını akarsularla,çağlayanlara, ırmaklarla okyanusa taşındığını.
  Karar verdi su; okyanusa güvenecekti bundan böyle.Öyle de yaptı zaten.Okyanusa verdi bütün sırlarını.Artık suyun sırrını ondan başkası bilmiyordu.Ne taştı okyanus, ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını ve ne de kurudu...
  Geçen karşılaştık suyla,bir bardaktaydı.Suskundu,çomuğraştım konuşturamadım.Ben tam giderken "Dur!'' dedi hatasını geçten anlayan su.Durdum!'Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma!Taşıyamazlar,kaldıramazlar senin yükünü;canını yakarlar,utandırırlar seni....!dedi ıslak gözlerini silerek.


             Kaynak: Erdal Demirkıran'ın Kashna felsefesi adlı kitabından alıntıdır.

16 Mayıs 2013 Perşembe

Bir Dost Olmalı



Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın...

"Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında;

"Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı...

Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin...

Kucaklamalı seni güvenli kolları,dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı...

En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...

Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli...

Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli...

Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin....

Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi......

Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş...

Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin....

Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş.....

CAN YÜCEL..

9 Mayıs 2013 Perşembe

HEDİYE ÇEKİLİŞ

Düşündüm;bir hediye çekilişi yapılsa beni en çok hangi hediyeler mutlu ederdi...
  1. Aklımdan geçenleri benim söylememle yazan bir bilgisayar.
  2. Hasta olduğumuzda bizi hemen iyileştiren bir alet
  3. İnsaların bizim hakkımızdaki düşüncelerini gösteren bir alet
  4. Camdan bir sokak kapısı;senin geleni göreceğin gelenin seni göremeyeceği
  5. Ev dağıldığında kendi kendini düzelten eşyalar
  6. Kendi kendini silen camlar
  7. Mutfakta ; buzdolabından malzemeleri alıp bişiren tencereler
  8. Kilo aldığında bir günde istediğin kiloyu verdiren aletler
  9. Yüzünü bir dokunuşta istediğin yaşa döndüren aletler
  10. Sen yıkamadan kirlendiğinde kendi kendini temizleyen perdeler
       Peki siz nasıl hediyeler isterdiniz?